Bilim, düşünce ve felsefe denemeleri tarzındaki ilk kitabım Fraktal Düşünceler, 26 Ekim 2008 günü Haber Ajanda Yayınları’ndan piyasaya çıktı. Bu sayfalarda kitapla ilgili gelişmeleri bulabileceksiniz…
İMZA ve TANITIM GÜNÜ: 26 Ekim 2008 Pazar, Saat 14:00-18:00; Yer: Kurtuba Kitabevi-Cafe Adres: Bayındır 1. sokak No: 15/23 Sakarya/ Kızılay/ ANKARA (Mihtatpaşa Köprüsü arka sokağı, Tümay dershanesi Yanı).
İMZA GÜNÜ FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ (Facebook)
E-posta grubuna üye olun: http://groups.google.com/group/fraktaldusunceler
Sinan Canan e-posta grubu: http://tech.groups.yahoo.com/group/SinanCanan/
– – –
FRAKTAL DÜŞÜNCELER
SUNUŞ / İsmail Yiğit
Fraktal, sonlu boyutlarda mündemiç sonsuzların kod adı. Her birimizin vücudundaki kan damarlarının toplam uzunluğu, gezegenimizin çevresinin yaklaşık yedi katı… Her bir hücremizin çekirdeğinde bulunan DNA sarmallarından birini alıp tamamen açabilsek iki metreye yakın bir sicim elde ediyoruz… Akciğerlerimizdeki hava keseciklerinin toplam alanı bir tenis kortunu kaplayacak büyüklükte… Doğduğumuz andan itibaren yaşadığımız bütün bir zaman boyutu da, sevinçlerimizle, üzüntülerimizle, sevgilerimizle, nefretlerimizle, hayallerimizle, kısacası tüm güzel ve çirkin anılarımızla beraber kafamızın içindeki ortalama 1400 gramlık bir muhteşem organda depolanmıyor mu? Dr. Sinan Canan’ın bu eseri de bu anlamda fraktal bir kitap. Sayısı sonlu satırları okurken, düşünceleriniz adeta sonsuz bir yolculuğa çıkıyor. Nasıl “konuştuğumuza”, nasıl “konuşamadığımıza”; nasıl “anladığımıza”, nasıl “anlayamadığımıza” dair denemeleri ile Sayın Canan, her bir insanın zihnindeki gerili yaylarda hedefe atılmayı bekleyen merak oklarını harekete geçiriyor…
Hz. Mevlâna’nın meşhur vecizesidir: “Susuzlar âlemde su ararlar, fakat su da cihanda susuzları arar!” Ben, kitaplar ve okurları arasında da bu sözde ifade edilen tarzda bir ilişki olduğuna inanırım. Bir kitapçıya girdiğimizde, raflarda dizili kitaplar arasından bir tanesinin dikkatimizi çekip de elimizi ona uzatmamızı vesile kılan tılsım böyle bir şey olsa gerek. Dolayısıyla, şu an elinizde tuttuğunuz bu kitaba bir de bu nazarla bakmanızı dilerim. Hayatımızın ortasına düşen her yenilik –mesela yeni bir kitap- dışımızdaki büyük evrenden kendi kişisel küçük evrenimize postalanmış birer mektup hükmündedir. Her gün ve her an böyle sayısız mektuplar alırız aslında. Bir kısmının, zihnimizin posta kutusuna düştüğünden haberimiz dahi olmaz. Fark ettiklerimizin ise ancak bazılarının zarfını açıp içinde yazanları okuruz. Okumak ise anlama niyetiyle çıkılan yolun sadece bir başlangıç adımıdır. Bu yolda ilerleyip nihayete varabilmek için ise, okuduğumuz cümlelerin elimizden tutmasına izin vermeli, kafalarımızda o güne dek biçimlenmiş hazır yargı ve kalıp düşüncelerin okumalarımız müddetince müdahalelerine karşı uyanık olmalıyız.
Her bir kitap, okundukça okurlarının beyninde yeniden yazılır. Okurlar adedince zihinlerde yansır ve çoğalır. Fraktal Düşünceler’i okuduktan sonra benim zihnimde asılı kalan birkaç düşünce bulutunu şöyle özetleyebilirim: Hayatta küçük ve önemsizmiş gibi gördüğümüz pek çok değişikliğin, kaos fiziğinin kelebek etkisi prensipleri gereğince, hesaba kitaba gelmez çok büyük etkileri olabilir. Fakat bu hesaba kitaba gelmezliğin getirdiği belirsizlik, hayata karşı bir güvensizlik ve endişe duygusuna asla dönüşmemeli. Bilâkis, atacağımız hayra dönük her bir adımın ne gibi muazzam sonuçları olabileceğine dair umutlarımızı kamçılamalı. Kâinatın ana algoritması hükmündeki kaostan korkmamalıyız. Dağların koni, bulutların küre, yıldırımların şakuli olmamasından cesaret almalıyız. Doğrusal denklemler sahici dünyanın sadece birer mecazı, hakikat ise doğrusal denklemlerden ibaret değil…
İsmail Yiğit
Onarımcılar Felsefe Araştırmaları Grubu koordinatörü
Kitaptan…
“Şimdi, ilk okuyuşta garip gelebilecek bir düşünce deneyi yapalım: Gerçekte mümkün olmamasına rağmen, örneğin görme sinyallerini beyne taşıyan görme sinirlerini, normalde gittikleri yer olan beynin arka lobundan çıkartıp, tat almayla ilgili beyin bölgesine bağladığımızı düşünelim. Bu durumda ne olur? Gözünüzden ışık uyarıları ile oluşturulan elektriksel sinyaller, tat bölgesine giderek sizde ‘değişik tad’ hisleri uyandıracaktır! Bütün duyular için aynı düşünce deneyini yapabilirsiniz. Yani gerçekte bu deneyi yapmak mümkün olsaydı, ‘sesin rengini’, ‘ağrının sesini’, ‘kelimelerin tadını’ vb.. hissedebilecektik…”
“İki başlı bebekler doğduğu zaman hayret ediyoruz; bir insanın dünyaya gelmesi çok sıradanmış gibi…
Bungee-jumping gibi uç sporları yapanlara hayret ediyoruz; tavanda yürüyen sinek basit bir iş yapıyormuş gibi…
Belgesellerdeki hayvanlara hayret ediyoruz; sanki sokaklardaki kediler ve köpekler çok sıradanmış gibi…
Bilgisayar dünyasındaki gelişmelere hayret ediyoruz; hepsinin çıktığı yer olan beynimiz çok basitmiş gibi…
Kocaman gökdelenlere hayret ediyoruz; asırlık çınarlar çok sıradanmış gibi…
Bir ressamın tasvirlerine hayretler ediyoruz; doğadaki asılları çok basitmiş gibi…
Çiçekli ağaçlara hayret ediyoruz; ezip geçtiğimiz dikenler çirkinmiş gibi…
Ölüme hayret ediyoruz; yaşamak çok sıradan bir ‘hak’mış gibi…”
“Hangisi biziz? Yüksek binaların, süper hızlı bilgisayarların, jet uçaklarının ve mesafeleri hiçe indiren iletişim yöntemlerinin mucidi olan insan mı, yoksa nefes almak için bile, çoğu zaman üzerine basıp ezdiğimiz bitkilere ve diğer tüm varlıklara muhtaç olan, doğduktan sonra en az üç-dört yıl bakıma muhtaç biçimde yaşayan ve aklının kavrayabildiği kadarıyla bile evren karşısında kendisini bir hiç hisseden insan mı? Düşünsel olarak bu ikisi arasında gidip gelen bir yaşantımız var. Ama çoğu kez o ‘muhtaç’ insanı unutup, ‘muktedir’ insan sanrısının büyüsüne kapılmadan da yaşayamıyoruz.”
İçindekiler:
- BÖLÜM-1: BİZE DAİR
- LİSAN NEDİR?
- YENİ PARANOYAMIZ: ZİHİN KONTROLÜ
- CELBEDİLMİŞ TOPLUMSAL SÖZYİTİMİ
- YABANCI LİSANLA EĞİTİM – NEDEN ‘OLMAMALI’?
- TIBBIN DİL YARASI
- DOKTOR, TABİP ve HEKİM
- EVLİLİK AŞK’I ÖLDÜRÜR MÜ?
- NE İSTİYORSUNUZ?
- GERÇEK ‘MATRIX’ MI?
- BÖLÜM-2: BİLİME ve İNANCA DAİR
- EN KOLAY SEÇİM: EVRİM Mİ, DEĞİL Mİ?
- BİTMEYEN TARTIŞMADA YENİ BOYUT: AKILLI TASARIM
- TÜRLER BİRBİRİNE DÖNÜŞÜR MÜ?
- SEKÜLER EĞİTİM ve EVRİM
- BİLİM VE İNANÇ ÜZERİNE
- HAYRET NEREDE?
- DEĞİŞİM ve SABİT FİKİRLER
- BİLMEK KİMİN İŞİ?
- ÖRNEK VE TAKLİT
- SON KAHRAMAN
- BÖLÜM 3: KAOS’A DAİR
- KAOSU ANLAMAK
- KAOSUN RESMİ: FRAKTAL GEOMETRİ
- ‘SALİH AMCA’, KAOS TEORİSİ VE FRAKTALLAR
- KİMSENİN BİLEMEYECEĞİ ŞEYLER
- SON SÖZ: MERAKIN OKU: TECESSÜS
– – –
– – –
Kitapla ilgili istek görüş ve önerileriniz için: